Söyleşi: İmren Çalışkan Tüzün –Terlan Mehdiyeva Azizzade

“İstanbul’da 17 Eylül 2011 tarihinde “ İsimsiz” adı altında başlayacak olan 12. İstanbul Bienali ve eşzamanlı açılacak pek çok sergi  İstanbul’u Plastik Sanatlar merkezi konumuna getiriyor.  Bu ise Türkiye’de sanatın tek bir merkezde toplandığı anlamına geliyor. Güzel Sanatlar Fakülteleri’nin bütün ülkeye yayılmasına, sanatla uğraşan insanların gittikçe artmasına karşın, Anadolu kentlerinde sanat bir türlü istenilen boyuta ulaşamıyor. Üstelik daha iyiye gitmesi beklenirken, varolan sanatsal ortam da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültes’nden   Sanat Tarihçisi ve Eleştirmen Terlan Mehdiyeva Azizzade ile yaptığım aşağıdaki söyleşinin Antalya’daki sanat ortamını yansıttığını düşünüyorum.”


Terlan Mehdiyeva Azizzade ile Söyleşi
Sanat Tarihi ve Kuramı Fakültesi mezunu olan, Yüksek Lisans ve Doktorasını bu alanlarda yapan Mehdiyeva halen Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Öğretim Üyesi’dir,  Sanat Tarihi ve Sanat Eleştirmenliği dersleri vermektedir.  İmren Çalışkan Tüzün,  Mehdiyeva ile Sanat Eğitimi ve Antalya’daki Plastik Sanatlar ortamı üzerine söyleşti.


Sayın Terlan Mehdiyeva Azizzade,

Azerbaycan’dan Antalya’ya yerleştiniz. Burada Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sanat Tarihi dersleri veriyorsunuz. Her sene, Fakülte’nizin Resim Bölümü son sınıf öğrencileriyle birlikte, Antalya’da serbest çalışan sanatçıların atölyelerini ziyaret ediyor ve kentte yaşayan bağımsız sanatçıları tanıtma yolunda önemli bir görevi yerine getiriyorsunuz. Bunun için size teşekkür ederiz.

“İmren ÇalışkanTüzün: Öncelikle sizin eğitiminizden yola çıkarak, Azerbaycan’daki Güzel Sanatlar Fakülte’lerinde verilen eğitimle şu anda sizin çalıştığınız Güzel Sanatlar Fakültesi’nde verilen eğitim arasında benzer, benzer olmayan yönler nelerdir?


Terlan Mehdiyeva Azizzade: Teşekkür ederim, ilk önce şundan başlayalım, Azerbaycan’da Güzel Sanatlar her hangi bir Üniversitenin Fakültesi olarak değil, Üniversite ve Akademi olarak faaliyet gösteriyor. Böyle olduğu için Resim, Heykel, Grafik, Seramik vs. dalları bölümlere değil, Fakültelere ayrılır. Doğal olarak da her dal Fakülte olduğu için eğitim kapsamı da geniştir. Tüm dallarda desen dersi son sınıfa kadar devam ediyor. Ayrıca, eğitim atölye sisteminde  veriliyor. Böylece,  öğrencinin 3. sınıfta atölye seçme hakkı var. Son sınıf ve Yüksek Lisans öğrencilerinin her birine ise ayrı atölye tahsis ediliyor. Bildiğiniz gibi Azerbaycan, Sovyetler Birliği’ne dahil ülkelerden biriydi. 70 yıl, bu sistemin kurallarına uymak zorunda kaldı. Sistem çöktükten sonra her alanda olduğu gibi sanat alanında da değişiklikler oldu, özellikle “Toplumsal Gerçekçiliğin”  etkisi kaldırıldı. Şunu da söylemek gerekir ki, bu sistemde verilen sanat eğitimi mükemmeldi. Sanat alanındaki bu mükemmeliyet, Rusya’ya, 17.yy.da “Avrupa Ekolü”nün (önce İtalyan, sonra da Flaman Okulu) uygulamalarıyla  girmiştir. Temel eğitim bu uygulama üzerine  oturtuluyor,  bu kural bugüne kadar hiç değişmedi.

İmren Çalışkan Tüzün :  GSF’de verdiğiniz dersler?


Terlan Mehdiyeva Azizzade: ” Sanat kavramları”, “Sanat Tarihi”, “Çağdaş Sanat Tarihi”,” Sanat Sosyolojisi”, “Sanat Psikolojisi”, “Sanat Eserleri Analizi ve Eleştirisi”.

İmren Çalışkan Tüzün: Antalya’da yaşayan sanatçıların atölyelerini öğrencilerle birlikte ziyaret etmenizdeki temel etmen nedir ve bu ziyaretlerin öğrencilerin eğitimi üzerinde katkıları nedir?


Terlan Mehdiyeva Azizzade: Atölye gezilerimizi Resim Bölümü son sınıfta verilen “ Sanat Eserleri Analizi ve Sanat Eserleri Eleştirisi” dersleri kapsamında gerçekleştiriyoruz. Amaç, orijinal eserler üzerinde çözümleme yöntemlerini anlatmaktır. Genelde merkez şehirlerde bu dersler galeri ve müzelerde ve atölye sistemli okullarda da hocaların atölyelerinde yapılıyor. Antalya’da böyle bir ortam olmadığı için ben bu yönteme başvurdum ve çok da verimli oluyor.
Öğrencilerin eğitimi üzerinde katkısı son derece olumlu oluyor, her şeyden önce Antalya’da yaşayan serbest sanatçıları tanımış oluyorlar. Gittiğimiz her atölyede sanat tartışmaları yapılıyor. Bazı sanatçılarla çalışma aşamasında bir arada oluyoruz. Öğrenciler sanatçıların çalışma yöntemleri, kullandıkları malzeme hakkında bilgi alabiliyorlar. Ayrıca, bir yapıtın oluşum süresini izlemek tabii ki, öğrencileri son derece mutlu ediyor. Bazı öğrenciler daha 3. sınıftayken bu gezilere gönüllü olarak katılıyorlar. Bu da onlara önlerindeki eğitim süresinde istedikleri sanatçılarla iletişim kurarak yardım almalarını sağlıyor.

İmren Çalışkan  Tüzün : Antalya’da atölyesini ziyaret ettiğiniz sanatçılar kimlerdir?


Terlan Mehdiyeva Azizzade: Osman Polat Atölyesi, Turan Ekici, Hamdi Dicle, Assim Resuloğlu, Burhan Kum, Muhittin Selamet, İmren Tüzün .

İmren Çalışkan Tüzün: Antalya’da Plastik Sanatlar ortamı,  sanat galerileri ve sergiler hakkında izlenimlerinizi bizimle paylaşır mısınız? Sanat ortamının daha da gelişmesi için önerileriniz var mı?

Terlan Mehdihyeva Azizzade:  En zor soruyu sordunuz. Antalya’da Plastik Sanatlar ortamı yok derecesindedir. Sanat galerileri olarak Orkun  & Ozan Galerisi’nde zaman zaman önemli sergiler oluyordu. Siz de biliyorsunuz son iki yıldır artık orada da nerdeyse sergi açılmıyor. Ne yazık ki, Antalya’da yılda açılan 1-2 sergiye de katılım çok az oluyor. Sergilerde hep bir grup sanatsever bir araya geliyor.
Sanat ortamını yaratan da, yok eden de toplumdur. Bunun için, toplumu sanata yöneltmenin tek bir yolu var. Topluma erken yaşlarda sanat eğitiminin verilmesi. Devlet desteği ile çok sayıda sanat okullarının (ilköğretim okulları seviyesinde) açılması gerekir. Çocukların ilgisini küçük yaşlarda sanata çekmeli. O zaman toplumun yetişme şekli değişir, sanata ilgi oluşur.
Antalya’da Akdeniz Üniversitesi GSF’si ile belli sanat kurumlarının iletişim halinde olmamaları ortamın kısırlığına sebep oluyor. Ortak projeler uygulayarak Antalya’daki sanat ortamına akademisyenlerin aktif şekilde katılımını sağlamakla da ortam değişebilir. Fakülte öğrencilerinin yılsonu sergilerinin ve hocaların yılda bir kez (en az) karma sergisini kent içindeki galerilerde açılması da bu ortamın hareketlenmesine katkı sağlar diye düşünüyorum.”

Sayın Mehdiyeva,  Sanat Eğitimi ve Antalya sanat ortamı ile ilgili düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.

 

http://www.besthaber.com.tr/haber_detay.asp?haberID=22975